“…Geleceğe uzanan noktaları geçmişe bakmadan birleştiremezsiniz (S.Jobs). Ne kadar geriye bakarsanız o kadar ileriyi görürsünüz (W.Churchill). Bugün, dünden güç alarak yarınlara uzanır (D.C.Deniz). Anıların gücü, dünden yarına bakarken bugünü etkili kılar. Öyküler akılda kalıcılığı artırır; çıpalama etkisi yaratır. Sözler uçar, yazılar baki kalır…”
Anahtar sözcükler: AMS, SIT, IPM, IRM, ICM, FST, SA-FVC, ECPA, CINOS, Les Barges, Sidney, Valencia, Kelebek Etkisi, Çıpalama Etkisi, Büyük Resim, Check-List,
Merhaba
Umutla beklerken blogta yeni bir isim, yeni bir yazı ve bir öykü, Enstitüm araştırıcılarının Sidney’den görüntüleri düştü Facebook’ta önüme. Anılarım depreşti. Yaşadığım benzerlikleri dürtükledi. Belki birilerinde de bir heves oluşur diye klavyeye tıklamaya başladım. Yeni bir şey mi yazacağım ? Pek değil. Hani bir söz var ya, “ayının bildiği kırk türkü, kırkı da bal üstüne“. Benim yazacaklarımda da pek fazla yeni bir şey olmayacak. Güncelin kenarından kıyısından, kendi blogumda (www.copcu.com) yazdıklarımdan daha sınırlı, suya sabuna dokunmadan Les Barges (İsviçre-Ekim 1986) dan Sidney (Avustralya- Kasım 2022) e otuz altı yıldan azıcık öykümsü kelam etmeye çalışacağım.
İnanıyorum ki; çok daha güzel, çok daha bilgi ve deneyim aktarıcı, çok daha fazla keyif verici anılar, öyküler, sevgili Nafiz (Delen) ve Cezmi (Öncüer) hocalarımdan, sevgili Necdet (Öngen) den ve Pervin (Önder) hanımdan gelecektir. Biraz gayret, biraz heves… Un ve şeker var, helvayı yapacak usta çok. Umut bağladığım bir diğer dost da Prof.Dr.Ahmet Altındişli. Neden mi ? Çünkü rahmetli Atıf Atilla hocamın anılarını derleme, kayda alma görevi gibi bir misyonu üstlendiğini biliyorum. O halde ! Bekliyorum. Belki de ben fazla sabırsızım. Doğrudur; gerçekten ben sabırsızım. Hele hele bugünlerde, seksene az kala, yaşam gölünün karşı kıyısı görünürken beklemek pek kolay değil. Zaman gelip geçiyor, dur demek kolay değil. Bugün varız, yarın yoğuz…
Neler oluyor hayatta !
Geçen gecenin ilerleyen bir saatinde WhatsApp’dan bir mesaj aldım. Uzak diyarlarda yaşadıkları keyifli günlerin hazzı, bugünlere taşıyan ilk adımlara duyulan saygılı teşekkür ve gelecek günlerin umutları vardı o mesajın içten sözcüklerinde.
“…Bu projeden toplamda altı arkadaşımız eğitim alacak en kısa süresi bir ay olmak üzere farklı ülkelerde, ikişer üçer aylık daha eğitimlere gidecekler. Laboratuvardan Aydın Bey ve diger büyüklerimiz bu çalışmalar için çok uğraştılar gerçekten. Karşı çıkanlar da oldu. Biz projemizi beş yıl önce sunarken, bunları aşmak kolay olmadı. Ülkem için çok önemli olan bu çalışmanın şu anda sizlerin de desteğiyle güzel bir noktaya gelmesi bizi çok mutlu ediyor ve heyecanlandırıyor. Ayrıca karşı çıkan insanların da fikrinin değişmiş olması çok önemli; çünkü onlar da kendi bölgelerine sıranın ne zaman geleceğini soruyorlar
. Ümran hanım da bu projeden yakın zaman önce yine Atom Enerjisi Merkezinde Viyana da dokuz ay bu eğitimi alıp geldi. Onların bu bilgileri bizi daha da güçlü kılıyor. Umarım çok iyi şekilde bu projeyi tamamlayıp daha büyük bir tesis için devletimizin ve sivil toplum kuruluşlarının desteğini alacağımızi ümit ediyorum. Saygılarımla…”
Bu sözcüklere bakınca ben; doksanlı yıllarda sevgili Aydın (Zümreoğlu) beyin inançlı gayretleriyle Hawaii’den Japonya’ya uzanan ve engelleri aşmanın keyfi ile öykülenen SIT (Sterile Insect Technique / Kısır Böcek Salma Tekniği) çalışmalarına daha büyük bir hedefle “Sil baştan başlamak gerek bazen…” diyerek geçen hafta Sidney’de “Başlama Vuruşu” ile cümle aleme ilan ettiklerini düşünüyorum. Ve tekrar ifade etmek istiyorum ki, sevgili müdürümüzden (Dr.TT) “dün (deneyim), bugün (eylem) ve yarın (hayal > hedef)” üçlemesiyle öykü tadında mesajlar bekliyorum. Umutluyum ve umudumu koruyorum.
Peki SIT hangi “büyük resmin” önemli, bütünleyici bir parçası ?
“Büyük Resim”de ne var ?
Google’a “copcu manifesto” yazarsanız 9 Aralık 2012 de blogumda yazdığım “Yaşam Büfesinde Bütünleşik Güçler” isimli yazıma erişirsiniz (https://www.copcu.com/2012/12/09/yasam-bufesinde-butunlesik-gucler/). On yıl önceki o yazımda Dr.Atul Gawande‘nin “Check-List Manifesto” isimli kitabındaki temel mesajları anılarımla güncellemeye çalışmıştım. On yıl önce sektörümdeki danışmanlıklarımı “low-profile / azaltılmış ilişkilerle” yürütürken “dibine ışık veren mum olabilmek” için bilişim sektörüne yönelmiştim (Net&Net). Dr.Gawande‘nin kitabındaki dikkat çektiği “Çek Listin Önemi“ni rahmetli müdürümüz Dr.N.İyriboz‘un Zeytin Zararlıları Laboratuvarı araştırıcılarına (Rahmetli Reşat Aysu, Hasan Ercan, rahmetli Metin Kaya ve Metin Çakıcı) bizzat yaşatarak öykülendirildiğini bana yaşıt ve benden önceki emekli üyelerimizin gülümsemeyle anımsayacaklarına eminim (Bornova’dan Alsancak’a sırtta ilaç çuvalı ile yayan gitmek). Neden bu anı ve ne demeye çalışıyorum ? Bunun dolaylı yanıtını Aydın beyin yazısında “Platin yerine bakır” kullanıldığı için kabul edilmeyen ve bir yıl daha tekrarı istenip de maliyet açısından (ya da özel sektör işbirliğinde “sabır sınavının sınırları”) karşılanamadığı için yitirilen fırsata ve yazık olan emeklere bakarak bulmak olanaklı.
Malcolm Gladwell‘in Dr.Gawande‘nin kitabını değerlendiren yazısında şu cümle gerçekten çok anlamlı ve önemli: (http://gawande.com/the-checklist-manifesto). Birkaç başlangıç satırı konunun ve yazının ana mesajını yansıtmaya yetiyor.
“…Gawande begins by making a distinction between errors of ignorance (mistakes we make because we don’t know enough), and errors of ineptitude (mistakes we made because we don’t make proper use of what we know)…”
“Bilgi yetersizliği vs Beceri eksikliği” ve işte bunu önemli gördükleri için, bilgi ve beceriyi geliştirmek için, bugün otorite altı arkadaşımızı 1-3 aylık öğrenme ve ustalık yolculuklarına çıkarmayı hedeflemiş işin başında. Yolları açık ve aydınlık olsun.
Hepimizin net olarak gördüğü gibi “SIT: Kısır Böcek Salma Tekniği”, IPM (Integrated Pest Management / Bütünleşik Zararlı Yönetimi) nin bir parçası, bir komponenti, bir bileşeni… Peki ya IPM neyin parçası ? Büyük resimde ne var ?
SIT > IPM > … ?
Yaşıtım, derneğimiz üyesi, emekli arkadaşlarımın çok iyi hatırlayacağı bir diğer konu da Enstitümde büyük projelerin “çalışma planlarını” teklif ederken “konunun ele alınma nedenleri” başlığı altında “…beş yıllık kalkınma planına katkı” gibi bir değerlendirme yapardık. Bundan amacımız “Cost/Benefit” ya da Türkçesiyle “Maliyet/Fayda” dengesiyle “atılan taş ve ürkütülen kuş” yargılarımızla hem çalışmanın önemini hem de inanç ve hevesimizi ortaya koyardık. Şimdi de yapılıyor mu ? Bilmiyorum.
Bunu hem Aydın beyin doksanlı yıllardaki projesinde hem de bugün Valencia’dan Sidney’e uzanan yollarda yeniden canlandırılan “AMS (Akdeniz Meyvesineği)/SIT” çalışmalarında da görüyoruz kuşkusuz. Yine de “Büyük Resim” adına IPM‘in bileşenlerinden biri olan “SIT“in “Nihai Hedefine” değinmek istiyorum. Bunun için filmi biraz geriye sarıp özümün deneyimlerine döneyim.
Nihai hedef “FVC-SA“: “Food Value Chain-Sustainable Agriculture (Gıda Değer Zinciri-Sürdürülebilir Tarım)dır. “Büyük Resim“deki bu amaca odaklanıldığında “Üretimden Tüketime” tarımın tüm aktörlerinin katılımları ve katkıları netleşecektir. Böylece Sidney fotoğraflarından birinde görüldüğü gibi hem “Kısır Böcek Üretim Tesisi” kurmak, hem de ürünün (SIT) salımında denetlenebilir gerçek uygulama sürdürülebilir olacaktır. Ne var ki; küçük adımların hangi büyük sonuçları doğuracağını eylem halindeyken bilmek, anlamak ve değerlendirmek her zaman pek olanaklı olmuyor. Sebeple sonuç arasındaki ilişki özellikle zaman ve mekanda buluşmadığında bu bilinmezlikler daha da artıyor. İşte buna “Kelebek Etkisi” deniyor.
Hangi “Kelebek Etkilerini” yaşadım ?
Ani bir kararla özel sektöre (Ciba-Teknik Danışman) geçtiğimin ikinci yılında İsviçre’de Les Barges (Montey) Deneme ve Uygulama Çiftliği’nde iki haftalık bir öğrenme yolculuğuna çıktım: Aplikasyon Teknikleri. Bu “Ustalık Yolculuğunu” 1986 yılında salt “Uygulamaların İyileştirilmesi” olarak görmüştüm. Öğretilenlerden “Ortalama (Average)” yerine “Ortanca (Median)“ın önemini anlamıştım. Google’da “copcu ortanca” diye arama yaparsanız ilk sırada karşınıza 26.01.2018 deki yazım çıkar. O yazımda sözünü ettiğim Les Barges anılarımın uzantılı detaylarını da görebilirsiniz (https://www.copcu.com/2018/01/26/yasam-bufesinde-ortanca/).
Aradan altı yıl geçti ve bu kez de kendimi ardışık iki yılda yeni bir ustalık yolculuğu içinde buldum. İlki 1993 yılında İspanya’nın Alicante şehrinde, 1994 yılında Macaristan’ın Budapeşte’sindeki beraberliğin adı “Avrupa Meyve, Bağ ve Zeytin IPM Çalıştayı” idi. Sekiz yıl önce (1985) “Entegre Ürün Yönetimi (ICM)” olarak başlayan toplantılar doksanlı yıllarla birlikte IPM‘e odaklanmıştı. İlk yılında sahneye çıktığımda (1993/Alicante) benim için IPM’den söz etmek kolaydı. Çünkü sorumluluk alanım teknikti ve IPM’in olası satışı kısıtlama kuşkularıyla satışın karşı çıkışlarını görmezden gelebiliyordum. Ertesi yıl katıldığımda rol ve sorumluluğum değişmişti: Bölgesel Satış Müdürü olmuştum. Bu nedenle Budapeşte’de IPM toplansına katıldığımda (Mart 1994) aklım ülkemdeydi ve 4 Nisan kararlarıyla zıplayan dövizin, yüzde binlere varan gecelik repo fazileri nedeniyle borçlarını ödemeyen müşterilerle (kamu kuruluşları dahil) cebelleşmenin stresi içindeydim. Bu nedenle Budapeşte’de zona olmuş ve yurda sedye ile dönmüştüm. O iki yılda IPM çerçeveli çalıştayları sadece IPM öğretisi olarak görmüştüm. Bu öğrenmenin ne tür bir “Kelebek Etkisi” yaratacağını görememiştim.
Daha sonra İsviçre Commugny‘deki IRM (Insecticide Resistance Management / Dayanıklılık Yönetimi), Portekiz Lizbon‘daki “ECPA (Avrupa Ülkeleri Bitki Koruma Birliği) Toplantısı” ile üçüncü parça da yerine oturuyordu: Emniyet (Safety). Ne var ki, benim için bu üç parça (Aplikasyon Teknikleri, IPM ve Emniyet) hala bir potada buluşmamıştı. Ne zamana kadar ?
Cibalı Dr.Vorley > X.Ledru : SFP-FST Nasıl gelişti ? Neler sağladı ?
İster SIT-2022 olsun, isterse FST-1995 bu tür eylemlerde iki kritik adım var. İlki “kavramları uygulamaya koymak“, ikincisi “uygulamaya hız kazandırmak”. Google “vorley fst” sözcüklerini yazarsanız, ilk sırada bir yazıma ulaşırsınız (https://www.copcu.com/2013/02/17/yasam-bufesinde-keyif-ve-gurur/). İkinci sırada “FST Kavramının Babası” olan Cibalı Dr.W.Vorley’in 2004 yılında yazdığı bir makalenin pdf sayfasına erişirsiniz (Reconciling shareholders, stakeholders, and managers: Experiencing the Ciba-Geigy Vision for Sustainable Development). Üçüncü sırada da karşınıza derneğimizin blogunda 11.03.2022 de yazdığım “+IPM+” yazım karşınıza çıkar (https://borzem.copcu.com/ipm/).
Uzun lafın kısası; bugün (Turanlı et all; SIT-Sidney), dünden (Zümreoğlu et all; SIT-Japonya+) güç alarak yarınlara (SIT-Menderes+) uzanıyor. Geçmişe bakarak geleceğe uzanan noktaları birleştirme gücü artıyor. Küçük adımlarla büyük sonuçlara ulaşırken bize öykülerinizi anlatın; bize yazın. Çabalarınız, eylemleriniz, deneyimleriniz, bilgi ve beceriyle algılarınız, yargılarınız ve katkılarınız sözcüklerdeki sesinizle “Kurumsal Akıl Arşivimizde” yerini alsın. Sizden sonrakiler sıfır noktasından değil, bir adım ileriden başlasın. Unutmayın ki, sözler uçar yazılar baki kalır. Umutlarımı koruyarak bekliyorum. Sağlık ve esenlik dileklerimle yolunuz açık ve aydınlık olsun.
Doç.Dr.Mustafa Copcu
Dernek Başkanı
www.copcu.com